İttifaklar, birlikler ya da eylem birlikleri meselesi bizler için önemli bir gündem başlığı. Emperyalizmin yeni sömürgesi olan, faşist bir rejimin icra edildiği, tekelci burjuvazinin dar bir kesimine kadar daralmış oligarşik bir yapının hüküm sürdüğü Türkiye’de çıkarları devrimden yana olan çok sayıda sınıf ve tabaka mevcut. Mao’nun ortaya koyduğu gibi; egemen sınıflar ittifakı dışında kalan tüm sınıf ve katmanlar, halk kapsamında sayılır. Aynı şekilde yeni sömürge ülkedeki -varsa- çok uluslu yapı, farklı etnik ve kültürel, dinsel kimlikler politik tavır alışlarda önemli farklılıklara neden olabilir. Bu tür durumlarda ittifaklar genişleyebileceği gibi daralabilir de.
Birer işçi sınıfı hareketi olan devrimci yapıların, sınıfın nicelik ve nitelik açısından gelişim düzeyine bağlı olarak, demokratik halk devriminde tek başına belirleyici olma şansı yoktur. Diğer devrimci yapılarla birlikler, devrimden yana çıkarı olan fakat başka sınıfların siyasal programını yüklenen kesimlerle yapılacak ittifaklar devrimci hareketin gelişimi için zorunludur. Amacı devrim yapmak olan bir hareket, en geniş ittifakları arar. Emperyalist-kapitalist sistem ve oligarşi ile önemli çelişme/çatışma içinde bulunan tüm sınıf ve katmanlarla ittifakın hedeflenmesi bir strateji sorunudur; ancak, ittifakın “hedeflenmesi” ile “gerçekleşmesi” aynı şeyler değildir. Çok gerekli olduğu halde, birçok ittifak gerçekleşmeyebilir. Bu alanda kaygan ve hareketli bir zemin söz konusudur; sınıflar mücadelesinin seyrine bağlı olarak, bir araya gelişler de ayrışmalar da yaşanır.
Solda uzun zamandır yaşanan fiziki dağılmaya düşünsel dağılma da eşlik ediyor. Sistemle önemli çelişmeleri bulunan; dinsel, etnik, kültürel vb. farklılıklara sahip tüm kesimler, devrimci hareketin müttefikleridir. Ancak, devrimci mücadelenin bu kesimlerin ideolojik etkisi altına girmesi doğru olmaz. Bir toplumda, herhangi bir tarihsel kesitte, söz konusu kesimlerden/katmanlardan bir veya birkaçıyla olan çelişmeler ön plana çıkabilir. Bu çelişmeyi dikkate alan bir devrimci hareket, sürdürdüğü mücadelede salt bu kesimlere dayanarak belki başarı da sağlayabilir; ancak bu başarı uzun süreli olamaz. Dağıtıcı hatalar kaçınılmaz hale gelir. Bu nedenle, halk parantezine giren kesimlerin talepleri, demokratik halk devrimi stratejisinin kapsamı içinde değerlendirilmeli; ama mücadele de talepler de bundan ibaret görülmemeli, bütünün yerine konulmamalıdır. Devrimciler, devrim cephesini genişletebilmek için bu talepleri, temel nitelikleriyle çelişmemek kaydıyla, demokratik devrim hedefine bağlı olarak ele alır; bu doğrultuda mücadele ederler.
İlkesiz eylem birlikleri fayda değil zarar getirir
Halk, ittifaklar, program ve ideolojik bağımsızlık başlıklarında yaptığımız bu uzun girişin bir anlamı var. Bir süredir çeşitli vesilelerle gündeme gelen ve tartışılan; Gençlik Komiteleri ile İslamcı çizgideki Emek ve Adalet Platformu’nun oluşturduğu “Filistin İçin Bin Genç” isimli eylem birliğinin varlığı bir değerlendirmeyi hak ediyor.
En sonda söyleyeceğimizi en başta söyleyelim; FİBG, “eylem birliği nasıl yapılmamalı” sorusuna cevap niteliği taşıyor. Yanlış anlaşılmasın, solun farklı noktada durduğu öznelerle ideolojik ve politik farklarını koruyarak, eşit biçimde iş yapması yanlış değil. Irak’ta Savaşa Hayır Koordinasyonu’nda solun ezici çoğunluğuyla beraber Abdurrahman Dilipak’ın bile varlığı bu konuda önemli bir örnek olarak anımsanabilir. Fakat FİBG, başından itibaren solcuların İslamcıların peşine takıldığı ve onlara benzediği bir eylem birliği görüntüsü çiziyor.
Eylem birliklerinin iş yapabilmesi için çıkış ilkelerinin ve sınırlarının net olması, eşit biçimde kurulması ve karşılıklı denetime açık olması gerekir. Fakat FİBG süreci böyle gelişmedi. Örneğin FİBG, sosyal medya hesaplarından çocuğu gözaltına alınan bir annenin sarf ettiği ve istismar edilmediği koşullarda anlaşılıp aşılabilecek olan “Benim kızım tesettürlü, iffetli bir kadındır” ifadelerini ajitasyon malzemesi olarak öne çıkarmaktan çekinmedi. Ya da FİBG, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın katledilmesini önce net bir şekilde mahkûm etmekten imtina etmedi fakat daha sonra belli ki mezhepçi tazyik sebebiyle bu açıklamasını silip suya sabuna dokunmayan bir “kınama” ile idare etti. Ya da en vahimi; iş Gençlik Komiteleri’nin internet sitesinde şimdilerle HTŞ destekçisi olan bir İslamcının devrimcilere “laiklik takıntıları” sebebiyle had bildirmeye kalktığı, sol bir yapının yayın organının dinci-gerici propagandaya alet edildiği bir noktaya kadar geldi.
Bütün bu bilançoya rağmen bu girişimin hala sol adına savunulması, devrimciler açısından eylem birliklerinin nitelikleri konusunda bir tartışmayı bizce zorunlu kılmıştır.
Gençlik Komitesi’nden dostlarımıza sormak istiyoruz: Beraber yol yürümek uğruna tesettür ve iffet ilişkileri kurarak ajitasyonlar çektiğiniz, sayfalarınızda “laiklik takıntılarından” bahsettiğiniz ve bugünlerde El Kaide bağlantılı, ABD destekli çetelerin zaferine sevinen bu kesimlerle girdiğiniz ilişkilerde onların arkasına takılmaktan başka ne elde ettiniz? Sola gösteremeyeceğiniz bu müsamahayı İslamcılara gösterebilmenizin sebebi nedir?
Ortaya çıkan sonuçlar ilkelerinizden ve değerlerinizden taviz vermenize değdi mi?
Günübirlik hesaplarla kurulan ilkesiz ve gayri ciddi ilişkilerin devrimcilere katacağı hiçbir şey yok. Devrimci hareketlerin, farklı demokratik talepleri olan kesimlerle ittifak oluşturması başka bir şey; kendi ideolojik formasyonlarına bu kesimlerin ideolojik motiflerini taşıması daha başka bir şeydir. Devrimciler, dinsel veya sistemin egemen yapılanışı ile bir çelişme içinde olmayan kesimlere özgü motifleri, örgütlenme malzemesi yapamazlar. Bilinir ki egemen ideolojiye yakınlaşarak kitle tabanı genişletilemez. Dini motiflerin devrimci saflara taşınması, o ideolojinin güçlenmesinden başka bir sonuç yaratmaz.
Dostlarımıza tavsiyemiz ise İslamcıların ne kadar harika direnişçiler olduklarını anlatmaya ayırdıkları mesai kadar olması zor olsa bile “biz niye kendimizi bunların arkasında bulduk” sorusuna samimi bir cevap aramalarıdır. En azından böylece HTŞ’ye övgüler düzen kesimlerin arkasına bir daha takılmayacaklarını umut ediyoruz.
Devrimci Gençlik Dernekleri
10 Aralık 2024