“Devrim bizim ahlak yasamızdır”
Size neyi neden yaptığımızı açıklamanın görevim olduğunu düşünüyorum. Elbette, liberal bir bakış açısıyla, 2-3 gün boyunca size yaşattığımız sorunlardan dolayı üzgünüm. Ancak bunu bir kenara bırakırsam, bizim neyi neden yaptığımızı anlayacağınızı, en azından anlamaya çalışacağınızı ümit ediyorum. Farklı koşullarda yaşayanlar, farklı biçimlerde düşünür. Biz, Filistin halkı, yıllardır yaşadığımız koşulların şekillendirdiği bir düşünce biçimine sahibiz. Çok temel bir gerçekliği gördüğünüzde düşünme biçimimizi kavrayabilirsiniz. Biz Filistinliler, 22 yıldır kamplarda ve çadırlarda yaşamaktayız. Ülkemizden, evlerimizden, topraklarımızdan sürüldük ve kamplarda insanlık dışı koşullara mahkum edildik. 22 yıldır, halkımız haklarını geri almayı bekliyor, ancak hiçbir şey olmuyor.
Üç yıl önce, koşullar uygundu ve halkımız kendi davasını savunmak için silahlandı, ülkesine geri dönmek, haklarını kazanmak ve ülkesini özgürleştirmek için savaşa başladı. Haksızca, insanlık dışı muamelelerle dolu kamplarda, kimsenin umurunda olmadan geçen 22 yılın ardından devrimimizi korumak konusunda tamamen haklı olduğumuzu düşünüyoruz. Devrimimizi koruma hakkına sahibiz. Devrim, bizim ahlak yasamızdır. Devrimimizi ne koruyacaksa, devrime ne yardım edecekse haklıdır, onurludur, gururludur, güzeldir. Çünkü devrimimiz, adalet demektir, evlerimize geri dönebilmek demektir, ülkemizi geri almak demektir.
Bu noktaya dikkat etmek zorundayız. Eğer bizimle birlikte olmak, bizimle işbirliği içinde olmak istiyorsanız bizim bakış açımızı anlamanız gerekmektedir. Bu sabah yataklarımızdan kalkıp, elimize bir neskafe alıp aynanın karşısında İsveç’e gitmeyi ve bir ay dinlenmeyi düşünerek bir buçuk saat geçirmedik. Amerika’da ve İngiltere’de sahip olduğunuz milyonlarca dolara sahip değiliz. Kamplarda yaşıyoruz. Eşlerimiz saatlerce su için bekliyor. Sizin kadar sakin olamıyoruz. Sizin gibi düşünemiyoruz. Bu koşullarda, bir gün, iki gün, üç gün yaşamadık. Bu koşullarda, bir haftalığına, iki haftalığına, üç haftalığına yaşamadık. Bu koşullarda; bir yıldır, iki yıldır değil, [1970 için] tam 22 yıldır yaşıyoruz. Herhangi biriniz kamplara gelirse ve bizimle bir ya da iki hafta kalırsa etkilenecektir. Kimse yaşadığı koşulların etkisinde kalmadan, onlar tarafından etkilenmeden düşünce yürütemez. Devrimimiz üç yıl önce başladığında onu sona erdirmek için pek çok saldırı düzenlendi. Tüm gerilla örgütleri, Haziran 1967 yenilgisinin -bu tarihi iyi bilirsiniz- ardından ortaya çıktı ve işgal altındaki toprakları için mücadele etmeye başladı.
Devrim sürdükçe, pek çok güç, pek çok düşman güç, devrimi yenilgiye uğratmak için pek çok plan yürürlüğe soktu. Amerika-devrimimize karşıydı. Bunu, çok iyi biliyoruz. Bunu, geçen yıl İsrail’e yapılan Fantom yardımlarından biliyoruz. Onlar, devrimimizi yenmek için savaşıyorlar. Onlar, Ürdün’deki ve Lübnan’daki gerici rejimlerle birlikte çalışıyorlar. 1968’de hep birlikte devrimi sona erdirmek için bir saldırı düzenlediler. Ancak, buradaki tüm eylemlerimiz aracılığıyla biz, işgal altındaki topraklarımızı koruduk. İkinci bir saldırı, dört ay önce, Şubat’ın 10’unda gerçekleştirildi. Bir üçüncüsünü de geçen hafta [5 Haziran 1970] yaşadık. Gerçekte, onlar her gün devrime karşı mücadele ediyorlar. Her gün! Bu tarihler, saldırıların belli bir düzeyi aştığını belgeleyen doruk noktalan yalnızca. Her seferinde insan kaybediyoruz, kan kaybediyoruz, bedel ödüyoruz. Şubat’ın 10’unda yaklaşık 50 insanımızı kaybettik. Gerici rejimin devrimi vurmayı hedeflediği bu saldırıyı, Ürdün rejimi başlatmıştır, Ürdün halkı, bunu çok iyi bilmekte ve hissetmektedir. Devrimimizi yalanlar üzerine kuramayız. Burada size gerçekleri anlatıyorum.
Geçen cumartesi, Amman’ da bir olay gerçekleşti. Pazar günü, Zerka’da başka olaylar oldu ve daha sonrasında eylemler patlak verdi. Size dürüst olmak gerekirse, bu çabaların, en azından kendi bakış açımızla, son denemeler olduğunu düşündük. Şunu demek istiyorum, bu kez, ne olursa olsun devrimi sona erdirmeye kararlı olduklarını, ne kadar kayıp verilirse verilsin, ne kadar kan dökerlerse döksünler bu devrimi sona erdirmeye kararlı olduklarını düşündük. Bu nedenle, tüm dünyaya devrimimizi koruma konusunda haklılığımızı göstermemiz gerektiğini hissettik. Tüm kayıplarımızı, haksızlıkları, halkımızı ve onların yaşamak zorunda kaldığı koşulları, tüm dünyanın davamıza karşı takındığı duyarsız tavrı düşündük ve bizi yenmelerine izin veremeyeceğimize karar verdik. Kendimizi ve devrimimizi, her koşulu zorlayarak, her yöntemi deneyerek koruyacağız.
Çünkü, biraz önce de söylediğim gibi, bizim ahlak yasamız devrimdir. Bu bizim düşünüş çizgimizdir. Bu nedenle, kazanmamızı sağlayacak karşı planlar oluşturduk. Bu karşı planlardan bir tanesi sizdiniz, burada olanlardı. Gerici rejim üzerinde, Amerika üzerinde ve tüm güçler üzerinde baskı oluşturacak eylemler yapma hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Ve bu da bizim elimizdeki kartlardan biri. Çok dürüstçe konuşuyorum, zaten size karşı dürüst olmak zorundayım. Çok kararlıyız. Şaka yapmıyoruz. Oyun oynamıyoruz. İşlerin olması gerektiği gibi gitmesini istiyorum. Çünkü dürüst olmak gerekirse, kamplara girilmesi halinde, tüm bu binayı ve Philadelphia’yı havaya uçurma konusunda çok kararlıyız. Bu noktada çok eminiz. Neden? Çünkü biliyoruz ki, onlar bizi burada, Amman’da vursalar da, devrim devam edecek. Sizin hükümetlerinizin, şu an itibariyle Cephe ne söylüyorsa onu yapacağına emin olmalarını istiyoruz. Bu oteli ve Philadelphia Oteli’ni yalnızca bir koşulda ve bir durumda havaya uçurmaya kararlıyız. Sinirlerimize hakim olacağız. Onlar, tankları, uçakları ve tüm teçhizatları ile bizi vurmaya kararlılar. Siz, bizim halkımızdan daha iyi değilsiniz. Son saldırılarda en az 500 kişi yaşamını yitirdi. En az 500 kişi! İnanın! Dün, doktorlar yalnızca bir hastanede 280 yaralının ve 60 ölünün olduğunu söylediler. Bunlar ölü savaşçılar.
Baylar ve bayanlar, köşeye sıkışmadığımızı söylüyorum ve olayların gelişmemesi için tek bir koşul olduğunu ifade ediyorum. Liberal düşünce tarzını bilirim. Çok iyi bilirim. Sizi ikna etmenin ne kadar güç olacağım da biliyorum. Bazılarınızın “Bu durumda ne yapmalıyım? Bu çok haksız, kaba ve bencilce” dediğini de biliyorum. Gayet iyi biliyorum. İnsanların içinde yaşadıkları koşullar, onların düşünce tarzlarını ve ahlak yasalarını belirler. Bu otelde olduğunuz sürece Cephe’nin koruması altındasınız ve sizi elimizden geldiğince korumaya çalışacağız. Bu ilk otel yönetme deneyimimiz. Adamlarımız, savaşmayı gayet iyi bilirler, ama bir oteli yönetebilirler mi bilmiyorum. Ancak kurallar çok net. Bunun başarılı olmasını umut ediyorum. Her birinizin, sinirlerimize hakim olmamız konusunda bize yardımcı olacağınızı düşünüyoruz. Geçen gün, El-Vahdet Kampı yarım saat boyunca bombalandı. Herhangi biriniz, El-Vahdet Kampı’na giderek olanları görebilir. Bu oteli patlatmak için yeterli bir neden olabilirdi aslında, ancak sinirlerimize hakim oluyoruz. Baylar ve bayanlar, İngilizcemin kusuruna bakmayın. Kişisel olarak, sizden özür dilememe izin verin. Üç ya da dört günlüğüne yarattığımız sorunlar için özür diliyorum. Ancak devrimci bakış açısıyla, biz, ne yapıyorsak ne yaptıysak, haklı olduğumuzu hissediyoruz ve hissetmeye devam edeceğiz. Çok teşekkürler.